25 Temmuz 2016 Pazartesi

GÖKYÜZÜNÜ BALTALAMAK



bazen susup izliyorum
kumlarda bıraktığın ayak izlerini
keşke sahil olsaydı diyorum
çöller bize layık değil

korkutuyor beni gözler
seni sorup duranlar değil
sana benim gibi bakmaya çalışanlar
ve seni benden alacaklar

kaldırımda çıkan tek bir çiçek gibi
tutunuyorum hayata
ve basmak üstüme ne kadar adil?

gitmek ne kadar doğru
ben, ben iken benden
peki ya seni sen olarak sevmek
ne kadar yanlış

sana aşığım demem mi gerek
yokluğuna bakarak
gözlerin dururken

boynunu evim saymak yerine
dudaklarından dökülen hüzün taşlarını
toplamak niye ?

taşlar atıyorlar bazen bu eve
şeytan taşlar gibi
bizim evimizi yıkıyorlar
ve içinde son kalan biri varken

korkutuyor beni sesin
korkuyor beni sessizliğin
psikopat gibi
sende de, sensizlikten de

yıldızlar kayıyor bazen
gönlümün şu gökyüzünde
her biri bir hayal
hayalleri yıkmak niye?

yırtıyorum gökyüzünü
çığlık atıyorum duy diye
bedenimi kemiriyorum
düşlerimle

yıldızlar,
hala gökyüzünde
birer birer yitip gidenler varken
sonu gelmeden, gelsen...

kolay değil biliyorum
aynı çatı altında kalmak
özgürce koşmak varken kırlarda
ayaklarına batan taşlarla
ayaklarıma batmasından bıktığım taşlarla
tam sığınmışken bir çatıya

mutluyuz sanmıştım
mutlusun sanmıştım
ayın ışığı ikimize de yeter sanmıştım
yalan olsaydı aşk,
bu kadar güzel parlamazdı sanmıştım
her sanılgı
bir yanılgıymış oysa

çöküyor gökyüzü artık
karınlık geliyor uzaktan
tekrar tekrar yırtıp, diktiğim o gökyüzü
ve sessiz, soğuk bir son...

12 Temmuz 2016 Salı

AH PAZAR SABAHLARI



ufak, şirin bir el
ve büyük hayaller vardı
masanın üstünde duran küçük,
acı bir fotoğrafta

bırakılmış, terk edilmiş bir hayat
ve tüm pazar sabahları
gelecek...
hepsi kırıklıkla silindi gitti

büyümeyi
sevmeyi
vazgeçmemeyi
ve biz beceremedik biz kalabilmeyi

sigara yaktık
şöyle cam kenarına geçip
filmlerdeki gibi
sessiz, titrek

bir geçmiş kaldı
bir acı
beklentiler...
yıkık dökük

bir yaprak düştü tesadüfen
bir yaprak daha öldü
saklanmak adına
korunmak adına sığındı belki

söyleyeceklerimiz kaldı
gidecek yerimiz değil
umutlarımız
küçük siyah bir torba içinde

affetmek kolay değil
affedemedik kendimizi
yalan yanlış aksettirdik kendimize
ve hep takılı kaldık

en güzel yanı olacaktı oysaki
pazar sabahları
içten bir sarılma sevdiğimize,
en sevdiğimiz...

yalnızlık işte...
alay edilecek gibi değil
ve hiçbir çocuğa öğretilmemeli
yalnızlık nedir