27 Haziran 2016 Pazartesi

GÜHERÇİLE



uzlaşıyoruz
zaman gerekiyor sadece
ve o zaman elde edilince
kendi yaralarımızla bile anlaşmaya başlıyoruz

dinleniyor sadece yalnızlığımız
küçük bir çay bardağının ince belinde
şöyle manzaraya karşı 
buz gibi havalarda 

söyleniyoruz bazen 
bazen ağlıyoruz sessizce
haykırmak istediklerimiz beynimizde 
bağırıyor, kurtar beni

alışıyoruz ama inan bana
zaman geçtikçe her şeye 
köleliğe de hasrete de 
alışmak öldürüyor belki de

bazen kan görmek istiyoruz
ve canımızı yaka yaka soyuyoruz kabukları
ben sevmiştim diyoruz
özledim diyoruz

özür dilemek erdemliktir derler
tutup bi' kendimizden dileyemiyoruz da 
saçma sapan şeylere
saçma sapan kişilere bile diliyoruz

zorla oldurmaya çalışıyoruz
olmayan şeyleri
olmaması gereken 
olursa olur, olmasa da olur denilen şeyleri

zorla oldurmaya çalışıyoruz da 
olması gereken şeyleri olduramıyoruz bi türlü
olmaması gereken şeyleri oldurup
kendimizi teselli ediyoruz

rol yapıyoruz sabahtan akşama kadar
ondan bu kadar yorgunluğumuz 
mutlu olmayıp, olmuş gibi davranmaktan
söylenecek o kadar söz varken yutkunmaktan

kaybediyoruz bazen bazı şeyleri
ya da boş veriyoruz
es geçiyoruz hayatımızı 
durup neden diyemiyoruz 

eskaza yaşıyoruz
eskaza seviyoruz
eskaza evlenip
eskaza ölüyoruz

çıkıp bendim o diyemiyoruz
kim yaptı denildiğinde 
saklanıyoruz 
korkularımız gibi sorular ardına

hedefler koyuyoruz kendimize
zamanlar ayırıyoruz bir şeylere
prensipler oluşturuyoruz her şeye
sonra hepsine bahane duvarı örüyoruz

kısacası ölüyoruz
yaşarken öylece
çıkıp bir gün bile yaşadık diyemiyoruz
çünkü bir gün bile yaşamıyoruz

elalemle vakit harcarken
ne diyecekler diye
kendimizi unutuyoruz

zaman mı yetmiyor yaşamaya
heves mi 
para mı 
ne yetmiyorsa artık

tabuları yıkmamak adına
kendimizi yıkıyoruz yol ortasına
yasallaştırıyoruz ölmeyi
yasallaştırıyoruz kendimizi öldürmeyi

bir dize vesveseler salıyoruz ardına
sevdiğimiz, sevenimiz kim varsa
sevgiyi sevgi olmaktan çıkartıyoruz kısaca

alıp başımızı gidiyoruz bazen
bazen de olduğumuz yerde sayıyoruz
dağları aştık sanırken

ağlıyoruz, gülüyoruz, kahkahalar atıyoruz hatta
yaşayan insanlar gibi
sadece bedeni giyiyoruz üstümüze
ve yaşadık diye çentik atıyoruz her günümüze

bir kitap alıyoruz mesela
ama okumuyoruz
bir dil öğrenip
kimseyle konuşmuyoruz

kısacası varken varız da
çoğu zaman yok oluyoruz


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder