BİR DAMLA GÖKYÜZÜ
1 Ocak 2024 Pazartesi
DÜŞENBAZ
27 Ağustos 2021 Cuma
ANLATILACAK
nasıl anlatacağımı bilmiyorum
nasıl başlayacağımı da
geveliyorum sadece
bakınıyorum
yazacak birkaç satırım var ama
söyleyecek sözlerim gibi
hiç dile getirilmemiş
getirildiğinde unutulmamış
nasıl başlarım bilmiyorum ama
nasıl bitiririm biliyorum
engellenemez bir kaosum
susturulamaz bir halk
nasıl anlatırım bilmiyorum ama
nasıl yok olurum biliyorum
sadece sarhoşum
ama özgür
dökebileceğimden çok daha fazlasıyım
döktüklerimden bir o kadar az
nefesten daha yorgun
daha çelimsiz
bir başarısızlık olarak adlandırılıyorum
hayalinin, hayatının
özgüvensiz
agresif
sadece gibiden öteye gidemiyorum
yapıyor gibi
söylüyor gibi
susuyor gibi
o kadar çok şeyden kalan sadece iki cümleyim
kimsenin duyamadığı
kimsenin anlayamadığı
senin hiç düşünemediğin
bir şeyler konuşuyorum kendi kendime
denemeler yapıyorum
ayna bana bakıyor, ben ona
uzay biraz daha büyüyor
nasıl anlatırım
ne söylerim
nasıl dile getiririm
nasıl ağlamam bilmiyorum ama
nasıl giderim
nasıl biterim
nasıl sustururum
nasıl yok olurum biliyorum
masanın üstünde duran bir kadehim
yanında oturan bir sarhoş
sadece kendini suçlayan
kendinden başka herkes suçlu
11 Aralık 2020 Cuma
RİTME KAPILIYORUM
20 Şubat 2019 Çarşamba
YİNE YENİDEN
28 Ağustos 2018 Salı
YA SEN YA BEN
sesler yükseliyor
ben huzurluyum
şarkı çalıyor
eriyorum
sesin boynuma çarpıyor
gözlerim de kokun
ağzımda ilk defa dürüstlüğün
ve sadece hissediyorum
bir tabut gibi taşınıyor gökyüzü
kimlerin eksileceği
kimlerin aslında hiç olmayışı
ve bazılarının ilk defa gözyaşları
meğer diyorum bir kayanın üstünde
meğer diyorum sessiz ve sakin
meğer bu hayat benim değilmiş
meğer ben sadece...
yollar ayaklarımın altında gidiyor
ben hala aynı yerdeyim
kürekler çekiliyor
kaslarımda yorgunluk belirtileri
üzüntüler geçer
zaman gibi
ve diyorum bu kez olacak
ya sen gideceksin ya ben
bir sessizliğin sarhoşu oluyorum
çiziyorum
karalıyorum
yakıyorum yalnızlığı
meğer diyorum
meğer
ne çok sevmişim
ne az sevilmişim
bir güneş gibi
sıcak
yakan
tek başına kavrulan
ya sen diyorum tekrar
ya da ben
bu ölüm sessizliği bozacaksa
bu kavrulmuş kaosu
ya sen diyorum tekrar
ya da ben
12 Kasım 2017 Pazar
Saçlar
21 Ağustos 2017 Pazartesi
belki bir gün
18 Ocak 2017 Çarşamba
ZAMAN GEÇTİ
zaman;
akıp gidiyor bir ırmak gibi
bir deniz gibi
ve ciğerlerine
iliklerine kadar işliyor
yaptığın, yapacağın
söylediğin, söyleyeceğin
her şey seni etkiliyor
gelecek gelmiş
geçmiş, geçmiş gitmiş
ama hiç durmamış zaman
peki bir gün durur mu dersin
sen bana dokunduğunda?
ben bunu beklemiyordum açıkçası
bu sesleri duymayı,
bu günleri görmeyi,
seni unutmayı
beklemiyordum
yazmıyor sonuçta
hiçbir piyanonun notasında yok
hiçbir kemanında
hiçbir gazete de yazmıyor bunu
hiçbir şarkı da söylemiyor
ama her şey bir anı saklamış gölgesinde
her kaldırım
her rüzgar esişi
her ses
ne zaman gittin
ne zaman bitti
ne zaman sustuk
ne zaman yürüdük
hiçbiri için not düşülmemiş
hiçbiri için önemli denilmemiş
önemliydin
ne zaman yitirdin?
zamanın kemiği yok
dil gibi
her şey bir lahzadan ibaret
bugün varsın yarın yok
yıllar önce vardın bugün yok
elveda mektubu yazmış
bir öpücük kondurmuş
ve gitmişiz
sen gitmiştin hatırlıyorum
bense hep orada kalırım diyordum
yıllara meydan okudum
yıllara meydan okudu gelmeyişin
seni hep istedim
seni hep bekledim
tüm şiirleri bir bir inşa ettim
evler yaptım gülücüklerine
düşler kurdum her sözlerinle
ve bitti
her şey gibi
zaman akıp gitti
zaman hep akıp gider değil mi?
hiçbir su tutsak tutulamaz
barajlar engel değil
barajlar inşa ettin yüreğime
etmiştin
şimdiyse geçti
geçer her şey
ve çekilen acılar baki kalır
baki kaldın
dert oldun geceme
ışık değil
her şey geçti
öyle de böyle de
çekip gittin öylece
zaman gibi
sen ve zaman
ne kadar benzersiniz değil mi?
29 Aralık 2016 Perşembe
KAYBOLDUM
kayboldum
ben beni bulamıyorum
her taşın altına baktım eminim
her söze, her dizeye
yalanlara, gerçeklere
tümüyle baktığıma eminim
ben beni bulamıyorum işte
içimden bir ses öldün sen diyor
bir seste; hala bir ümit var
peki, itmekle ne kadar yol alınır
ya her attığım adımda
bıraktığım parçalarla tükenmişsem
bana yol göster
beni bul
sadece bir dokun
sadece bir sarıl
belki bir tebessüm
ya sendeysem?
ya elini uzatman koparıp alacaksa beni
bu boşluğun içinden
beni bul...
ben başaramadım
sen de kaybettiğim beni bulmayı
beni bul
21 Eylül 2016 Çarşamba
SENİN ADINA 1

bir kuyu
25 Ağustos 2016 Perşembe
BİR ÖYLE BİR BÖYLE

konuşmamız lazım
günden, güneşten
konu olabilecek
senden ve benden
konuşmalıyız
zoraki olarak değil
konuşmadan olmadığından
konuşmalıyız yıllardan
konuşacak şeyler var
sen ve ben ayrımını ortadan kaldırmadan
en baştan
ve en sondan
dokunmamız gerek
söylememiz bazı şeyleri
ve bağzı şeyleri de yok saymamız
öylesine değil, gerekli
uçmalıyız gökyüzüne
biz olarak
seni beni arkada bırakıp
umutla
uçmalıyız yükseklere
düşmek ne demek bilmeden
ve sallanmalıyız gel git ile
yok olmadan biraz hallice
bir öyle
bir böyle
sessizce
aslında tüm yıkımlar ile...
https://www.youtube.com/watch?v=rUwXlle4MGE
16 Ağustos 2016 Salı
HAYAL
25 Temmuz 2016 Pazartesi
GÖKYÜZÜNÜ BALTALAMAK

bazen susup izliyorum
kumlarda bıraktığın ayak izlerini
keşke sahil olsaydı diyorum
çöller bize layık değil
korkutuyor beni gözler
seni sorup duranlar değil
sana benim gibi bakmaya çalışanlar
ve seni benden alacaklar
kaldırımda çıkan tek bir çiçek gibi
tutunuyorum hayata
ve basmak üstüme ne kadar adil?
gitmek ne kadar doğru
ben, ben iken benden
peki ya seni sen olarak sevmek
ne kadar yanlış
sana aşığım demem mi gerek
yokluğuna bakarak
gözlerin dururken
boynunu evim saymak yerine
dudaklarından dökülen hüzün taşlarını
toplamak niye ?
taşlar atıyorlar bazen bu eve
şeytan taşlar gibi
bizim evimizi yıkıyorlar
ve içinde son kalan biri varken
korkutuyor beni sesin
korkuyor beni sessizliğin
psikopat gibi
sende de, sensizlikten de
yıldızlar kayıyor bazen
gönlümün şu gökyüzünde
her biri bir hayal
hayalleri yıkmak niye?
yırtıyorum gökyüzünü
çığlık atıyorum duy diye
bedenimi kemiriyorum
düşlerimle
yıldızlar,
hala gökyüzünde
birer birer yitip gidenler varken
sonu gelmeden, gelsen...
kolay değil biliyorum
aynı çatı altında kalmak
özgürce koşmak varken kırlarda
ayaklarına batan taşlarla
ayaklarıma batmasından bıktığım taşlarla
tam sığınmışken bir çatıya
mutluyuz sanmıştım
mutlusun sanmıştım
ayın ışığı ikimize de yeter sanmıştım
yalan olsaydı aşk,
bu kadar güzel parlamazdı sanmıştım
her sanılgı
bir yanılgıymış oysa
çöküyor gökyüzü artık
karınlık geliyor uzaktan
tekrar tekrar yırtıp, diktiğim o gökyüzü
ve sessiz, soğuk bir son...
12 Temmuz 2016 Salı
AH PAZAR SABAHLARI

ufak, şirin bir el
ve büyük hayaller vardı
masanın üstünde duran küçük,
acı bir fotoğrafta
bırakılmış, terk edilmiş bir hayat
ve tüm pazar sabahları
gelecek...
hepsi kırıklıkla silindi gitti
büyümeyi
sevmeyi
vazgeçmemeyi
ve biz beceremedik biz kalabilmeyi
sigara yaktık
şöyle cam kenarına geçip
filmlerdeki gibi
sessiz, titrek
bir geçmiş kaldı
bir acı
beklentiler...
yıkık dökük
bir yaprak düştü tesadüfen
bir yaprak daha öldü
saklanmak adına
korunmak adına sığındı belki
söyleyeceklerimiz kaldı
gidecek yerimiz değil
umutlarımız
küçük siyah bir torba içinde
affetmek kolay değil
affedemedik kendimizi
yalan yanlış aksettirdik kendimize
ve hep takılı kaldık
en güzel yanı olacaktı oysaki
pazar sabahları
içten bir sarılma sevdiğimize,
en sevdiğimiz...
yalnızlık işte...
alay edilecek gibi değil
ve hiçbir çocuğa öğretilmemeli
yalnızlık nedir
27 Haziran 2016 Pazartesi
GÜHERÇİLE

uzlaşıyoruz
alıp başımızı gidiyoruz bazen
bazen de olduğumuz yerde sayıyoruz
dağları aştık sanırken
ağlıyoruz, gülüyoruz, kahkahalar atıyoruz hatta
yaşayan insanlar gibi
sadece bedeni giyiyoruz üstümüze
ve yaşadık diye çentik atıyoruz her günümüze
bir kitap alıyoruz mesela
ama okumuyoruz
bir dil öğrenip
kimseyle konuşmuyoruz
kısacası varken varız da
çoğu zaman yok oluyoruz