5 Şubat 2016 Cuma

YAZMAK GEREK


Şimdi yazmanın zamanı
Vakit varken,
Daha erkenken,
Yazdıkça yazabilecekken
Yaşayacak onca şey varken

Yazmak gerek
Ara vermeden,
Durdurak bilmeden,
Her şeyin üstüne biraz daha fazla şeyler
Yeni yeni, 
Güzel güzel şeyler katabilecekken

Ölmeden, öldürülmeden.

Yazmak gerek, 
Sadece içinden gelen
O saf duyguyu
Saatlerce yazmak gerek.

Henüz kuşlar da uçabiliyorken

KİMSE


Küçüklükten beri hayata kafa tutuyorum. 
Çok yorgunum. 
Çok kırgınım. 

Tüm eski aşklarıma, 
Eski sevgililerime, 
Arkadaşlarıma, 
Aileme hatta kendime bile çok kırgınım. 

Parçalara ayrıldım. 
Ve ben o parçaları artık toplayamıyorum. 
O parçaları toplasam bile bir araya getirip,
Birleştirme ihtimalim yok. 

Tüm parçalarım birbirini itip, uzaklaşıyor. 
Dağıldılar dört bir yana. 
Toplama isteği hiç mi hiç yok içimde
Çünkü biliyorum,
Ben toplasam da dağılacak onlar yine. 
Ve her dağıldıklarında 
Benden başka şeyleri daha alıp götürecekler. 

Artık ağlayamıyorum ben, biliyor musun ?
Gözlerimden dökülmüyor yaşlar. 
Ağlayacak kimsem bile yok. 
Başımı omzuna yaslayacak biri bile yok, 
Ben yokum, 
Kimse... 
Hiç kimse yok. 

KASIM VE ARALIK



             Kasım ayı aşk ayıdır, öyle derler. Hatta kasım ve aşk kelimelerini birçok yerde beraber görebilirsiniz. Ayrılmaz ikililer. Kasım dediğinizde o cümlenin içinde mutlaka bir yerlerde aşk kelimesi vardır. Görmezseniz bunu kıyamet alametine yorumlayabilirsiniz (!)

             Neyse...  Şaka bir yana sahiden kasım ve aşk nasıl oldu da bu kadar bilindiler. Bir filmde geçti ikisi o kadar. Siz sahiden kasımda aşık oldunuz mu ? Kasımda hayatınızın dönüm noktasını yaşadınız mı ? Eğer cevabınız evet ise; ilginç.

             En çokta neye gülüyorum biliyor musunuz ? Kasımın arkasından hemen Aralık ayının gelmesine çok gülerim. Biri aşk ayı diğeri ayrılık. Tüm her şeyi 30 güne sığdırdınız sığdırdınız yoksa öylede böylede ayrılıkla karşılaşacaksınız. Bari ayrılığı dolu dolu yaşadığınız mutlulukla karşılayın, değil mi ?

TANIDIK YABANCI


           Şimdi yine aynı şeyi yapıyorsun. Bayım, yoksa yapıyorsunuz mu demeliydim ? İlk önce iki yabancı olarak başladığımız sonra sen ve benden, bize döndüğümüz o yolu katbekat geriledik. Yine iki yabancıyız. Yine en baştayız fakat tek fark birbirini tanıyan iki yabancı olmamız.

          Sözler verildi, ağlandı, gülündü her şey tamam oldu. Bize verilen en son ve zorlu görevi de başarıyoruz; birbirimizi yok sayıyoruz. Tebrikler! Birbirimizden bolca zaman kaybı olacak ve bir o kadar da zaman kaydı olacak şeyler kazandık. Şimdi ise gitme vakti. Yolların darlığı, uzunluğu kimsenin umurunda değil. Gece ya da gündüz olması da. Tek ve tek umurumuzda olan şey birbirimizin olduğu şehirden kilometrelerce öteye nasıl kaçacağımız.

          Yeni aydınlıklar arayacağız; birbirimizden gitmeyi başardığımızda. Sen gidebileceksin, bende gideceğim biliyorum; fakat ikimizde aslında aynı yerde sekip duracağız. Ne kadar uzaklaşmış olsak da, aslında aynı yerde olacağız.

   Son olarak ise bayım,
   Hoşça kalınız.

ŞARKILAR NASIL TANIMLANIR?


          Şarkılar nasıl tanımlanır ?
"Türk edebiyatında bestelenmek amacıyla yazılan millî bir nazım biçimi olup halk edebiyatındaki türkünün karşılığıdır" diyerek mi tanımlamak lazım yoksa "Bir yazarın kaleminden satırlara düşen cümlelerin, güzel bir ezgiyle dile gelmesidir" mi demek lazım. Sizce hangisi ?

         Bence en güzeli hepimizin, tüm insanların ikinci hayatı diye tanımlayabiliriz. Kabul edelim. Hepimiz şarkıları yaşıyoruz. İçimize kadar işliyorlar ve beynimizde bambaşka bir hayatı ortaya koyuyorlar. Hayallerimizi canlandırıyorlar. Hatta bazen çok ileriye gidip de yapmak istediklerimizi ama yapamadıklarımızı bile yapıyorlar.

        Şarkılar, bazen onları kıskanmıyor da değilim. Çok başkalar. Biliyorum. Senin, benim, bizim yazdığımız kelimelerin topluluğu yani bi' kaç cümleden ibaretler belki ama görünürde sadece böyleler. Aslında çok başkalar. Bi' kelime bile bi' ömür gibi. Bambaşkalar.
   

1 Şubat 2016 Pazartesi

ŞİİRİM



Ve saçlarını savurmuştu kadın,
Rüzgara değil,
Yalnızlığa

Islak bir güneş doğmuştu,
Yıllarca uzakta,
Şimdiden içini ısıtan

Alnına yazmış olmasına rağmen tanrı,
Şaheser koymuştu ortaya kadın
Çizmişti en güzel resmi.
Yine de damga yemişti
Kırık!

Şiirlerden bahsetti sonra
Bazı şiirler dedi
"Bazı şiirler sadece kırıldım demek için yazılırmış"

En güzel şiirimsin dedi,
Haklı çıkartan tüm şairleri.