27 Kasım 2015 Cuma

GÜZEL BİR YALNIZLIK



Yine yalnızız
Hücrelerimize kadar
Her şeyimizle
Her şey ile 
Yalnızız

Fakat iyi yalnızız,
Ne de güzel yalnızız
Amma ne de iyi yalnızız ha
Geyikleriyle
Kendi kendimize 

Yalnızız
Bir çocuk tebessümü gibi
Eşsiz bir yalnızlık bu
Dokunulmamış

Kendini yalnız sanan insanların aksine
Hakikaten yalnızız
Bilmem kaçıncı ayrılığı,
Bilmem kaçıncı yalnızlığı kutluyoruz

Bir duvar sesleniyor,
Diğeri ona küs
Yoksa yalnızlık,
Bir duvarın bile diğer duvara küs olması mıdır?

Peki...
Mutlu yalnızlıkta var mıdır?
Kimsenin olmayışından hiçbir acı çekilmeyen,
İyi ki de gittiler diyebileceğimiz bir yalnızlık

Duygu sömürüsüne gerek yok
Bu yalnızlık hüzünsüz
Bu yalnızlık bir sarı, bir mavi
Bu yalnız nice geyiklere gebe
Bu yalnızlık nice yalnızlıklar doğurdu da
Her doğumda annesini öldürüp
Yine de annesini gömmeye kıyamayan bir yalnızlık

Şakalar, şiirler, hüzünler hepsi bir kenara da
Hakikaten sağlam, iyi bir yalnızlık!

15 Kasım 2015 Pazar

DUYGU NEDİR?



         Duygu nedir? Öfke, nefret, kin, özlem, aşk, sevmek, küçük esinti hani şu rüzgarın ufacık bir dokunuş yaptığı teninde, beklemek, kırılmak, ağlamak, dokunmak, hissetmek daha nice şeyler yazılır buraya. Peki bunlardan hangileri duygu? Hangileri yaşamı, gerçekten yaşam yapan? Kuşkusuz hepimiz bir defaya da mahsus olsa "duygularım olmasa keşke" demiştir. Hayata karşı daha güçlü olmak için, insanların dediklerine, yaptıklarına daha az kırılmak için, içinde yanan o ateşi artık yok saymak için ya da her ne sebeptense işte.


          Peki... Duygusuz olmak nasıl bir şeydir ki? Merak ettiğini biliyorum. İstediğini biliyorum. Yaşamın gerçek tadı acıyla, hüzünle, mutlulukla, sevmekle, sevilmekle, bazen nefret etmekle olduğunu bilmiyorsun. Ölmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun. Gerçekten ölmekten bahsetmiyorum demiştim. Acı derken bedenin değil, ruhun çektiği acıyı diyorum. Yaşarken de ölebilir insan diye boşuna dememişler.

         Hayatımın büyük bir çoğunluğunu duygularımla geçirdim sonra bir gün duygularımda benden geçti gitti. Bunu isteyen bendim. Şimdi ise içimdeki büyük bir boşlukla kahrolan, kaybolmuş, ölmüş olan benim. Bedenimin değilde ruhum acı çektiğinde artık bir şeyler hissedebiliyorum diye o acıyı sonuna kadar yaşıyorum.

         Duygular gerçekten nedir? Bu soruyu defalarca sorabilirim. Çünkü artık anlamını pek bilmiyorum. Duygu denildiğinde aklıma ölmek geliyor. Bazen de durup diyorum ki; ölüler yaşamı düşünür ölümü değil, belki hala bir ihtimal taşıyorumdur ya da ümit kalan son kırıntımdır. Kim bilebilir ki?

3 Kasım 2015 Salı

MAVİ


 
           Mavi nedir? Bilimsel tanımıyla, psikolojik tanımıyla neler söylene bilir maviyle ilgili? Peki ya, ben bu sorumu mavinin edebi tanımı diye sorarsam ne değişir? Mavinin yalnızlıkla ne gibi ilgisi olabilir? Mavi gökyüzünün ve denizin vazgeçilmezi iken senin gözlerinin maviliğinden vazgeçmek ne kadar mantıklı olabilir?

          İşin kötü kısmı ne biliyor musun? Senin sadece gözlerinin maviyle kalmayışı. Senin sözlerinin bile kendini maviye çalışı. Mavi ve sen, huzur ve sen, gök ve sen, aynı renk ve uzaklık,aynı renk ve hasret. Sen her dizenin biraz maviye benzemeye çalışması, sen her sabaha açarken gözlerini gökyüzünü mavi gören mavilik, bir çocuğun beyaz rengi olup da yine de inatla bulutu bile boyadığı o mavisin.

         Bırak mavinin tanımını yapmayı, maviyi yaşa!

         Gökkuşağının en farklı rengi, gökkuşağının en sıcak mı, soğuk mu, durgun mu, üzgün mü, kırılmış mı diye bilemediğin, en farklılaşmış rengi. Mavi. Peki bir kadın mavi elbise içinde ne kadar şairane olabilir ki? Ne kadar gelmeyenini bekleyebilir ki? Bir mavi kalp, ne kadar acı taşıyabilir ki?